
Derya, 35 yaşındaydı. Hayatının tam ortasında, fakat ruhunun epey gerisindeydi. İstanbul’un kaotik düzeninden kaçmak istemiyor ama artık içinde seks olduğu tempodan da yorulduğunu inkâr edemiyordu. Bu yüzden hayatında radikal bir karar alarak, Kadıköy’den Ataşehir escort taşındı. Ne çok uzak, ne çok yakın… Hem şehre ait, hem de biraz dışındaymış gibi bir his veren bu semt, Derya’nın zihinsel yükünü hafifletmek için doğru bir tercihti.
Yeni taşındığı apartman İçerenköy’deydi, 3. kattaki dairesi küçük ama aydınlıktı. İlk gecesini perdeleri bile olmayan salonda yere serdiği yatakta geçirdi. Gözlerini tavana dikmiş, karanlıkta düşünürken içinden “Burada yeniden başlayacağım,” dedi.
Derya bir reklam ajansında serbest metin yazarı olarak çalışıyordu. Evden çalışma lüksü, ona Ataşehir‘in parklarını, kafelerini, sokaklarını gündüz vakti keşfetme imkânı veriyordu. Özellikle sabahları Baraj Yolu Caddesi boyunca yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirmişti. Tempolu yürürken düşünceleri berraklaşıyor, zihni günün koşuşturmasına hazırlanıyordu.
Bir sabah, Ataşehir Modern’in önünden geçerken, bir sergi afişi dikkatini çekti: “Sıradan Kadınların Sıra Dışı Hikâyeleri”. Gülümsedi. İçeri girdi. Fotoğraflar, kısa öyküler ve ses kayıtlarıyla dolu sergi salonunda yavaşça oral yürüyerek her hikâyeye zaman ayırdı. Belki de ilk kez kendisini bu kadar görünür hissetti. Orada, o kadınların arasında bir yerlerdeydi.
Derya eve döndüğünde bilgisayarının başına geçti ve yıllardır açmadığı bir klasörü açtı: “Yazılar”. İçinden tozlanmış cümleler, yarım kalmış hikâyeler çıktı. Kendisinden kopan parçaları birleştirir gibi okudu, sildi, yeniden yazdı. Ataşehir escort sessizlik, ona cesaret veriyordu.
Akşam olduğunda balkonuna çıktı. Karşısında uzanan binalar, birer ışık noktası gibi parlıyordu. Şehir suskundu ama huzurluydu. Derya ise belki de ilk defa yalnızlığını bu kadar sevmişti.
Bir yanıt yazın