Seda, 30 yaşındaydı. Sabahın erken saatlerinde Üsküdar escort sahilinde yürüyordu. Hava biraz pusluydu, deniz sessizdi ama onun içinde fırtınalar oral dinmişti artık. Ayağının altındaki taşlar, hayatının inişli çıkışlı yollarını andırıyordu. Kız Kulesi uzaktan ona bakıyor gibiydi. “Buradayım,” der gibi. Seda ise artık nereye geldiğini değil, nereden geldiğini düşünüyordu daha çok.
Sivas’ta doğmuştu. Kalabalık bir ailenin üçüncü kızıydı. Evin içinde kadınlar çok çalışır, az konuşurdu. Seda da öyle öğrendi: sessiz olmayı. Babası otoriterdi, annesi suskundu. Okula gitti ama hep eksik kaldı. Liseyi yarıda bıraktı çünkü evdeki yük giderek artmıştı. 19 yaşında istemediği biriyle evlendirildi. “Alışırsın” dediler. Alışamadı.
Evliliği boyunca evin içinde bir gölge gibiydi. Ne zaman konuşsa azar işitti, ne zaman direnmeye kalksa şiddet gördü. Yıllar geçtikçe kendi ismini seks bile yabancı gibi hissetti. Sonunda bir sabah pencereye bakarken fark etti: Ya bu şehirde sonsuza dek kaybolacaktı ya da kendi yolunu çizecekti.
Bir sabah çok erken kalktı. Kocasının uykusunda olduğundan emin olduktan milf sonra sessizce evden çıktı. Yanına sadece kimliğini, biraz para ve annesinin gençliğinden kalma bir fular aldı. Gittiği ilk otobüs onu İstanbul’a, Üsküdar escort getirdi. Neden Üsküdar, bilmiyordu. Ama denizi ilk gördüğü an ağlamaya başladı. Çünkü ilk kez özgür hissediyordu.
Üsküdar escort bir kadın sığınma merkezine ulaştı. Orada tanıştığı gönüllü psikolog, ona ilk defa “hakların var” dediğinde ne diyeceğini bilemedi. Sessizliği zamanla kelimelere, kelimeleri kararlarına dönüştü. Belediyenin meslek edindirme kurslarına katıldı. Aşçılık eğitimi aldı. Önce bir lokantada işe başladı, sonra küçük bir kafe açma hayali kurdu.
Bir yanıt yazın