
Çekmeköy escort kalabalık caddelerinden biraz uzakta, harabeleşmiş bir apartmanın en alt katında yaşıyordu Melisa. 24 yaşındaydı, ama yorgun bakışları, ömrünün en güzel yıllarını çoktan tüketmiş gibiydi. Gün doğmadan dönerdi evine, kimsenin görmediği, kimsenin merak etmediği bir kadın olarak…
Melisa, hayata eşit şartlarla başlamamıştı. Yozgat’ın bir köyünde doğmuş, büyürken sevgiden götten çok sessizlikle tanışmıştı. Babası sürekli alkol alır, annesi her gün bir sonraki günün yükünü sırtlanarak yaşardı. Okumak istedi, olmadı. 16 yaşında zorla evlendirildi. Kocası tarafından hem dövüldü hem susturuldu. Bir gece kaçtı. İstanbul’a geldiğinde ise yalnızlığın başka bir adı olduğunu öğrendi.
İlk başta çalışmak için çabaladı. Temizlik işi, bir büfede yardımcılık, tekstilde kısa süreli denemeler… Ama ne maaşlar cimcif yetiyordu ne insanlar güveniyordu. Bir gün tanıştığı bir kadın, “gece çalışırsan bir haftalık parayı bir gecede kazanırsın” dedi. Melisa önce korktu, sonra düşündü. Karnını doyuracak başka çare kalmamıştı.
Zamanla alıştı gibi yaptı. Ama her sabah gözlerini kapattığında içinde hep aynı cümle yankılanıyordu:
“Ben sadece bu değilim.”
Çekmeköy escort insanlar onun varlığını bilse de, kimse ona gerçekten bakmazdı. Hayat, Melisa için kalın seks duvarlarla örülmüştü. Geceleri çalışıp sabahları sessizliğe gömülüyordu. Ta ki bir gün, bir pastanenin camında asılı “yardımcı aranıyor” ilanını görene kadar…
İçeri girdi, cesaretini toplayarak konuştu. Sahibi yaşlı bir kadındı, ön yargılıydı ama Melisa’nın kararlı bakışlarında bir şey gördü. “Deneme süresi, maaş az ama sıcak çayımız çoktur,” dedi gülümseyerek.
Melisa için o çay, hayata açılan ilk kapıydı. Artık sabahları o pastanede çalışıyor, geceleri yavaş yavaş azaltmaya çalışıyordu. Kolay olmadı, hâlâ borçları, hâlâ korkuları vardı. Ama içinde bir yerlerde, yeniden başlama umudu yeşermeye başlamıştı.
Bir yanıt yazın