
Üsküdar escort tarihi dokusu, yılların sessiz tanığı gibidir. Her taşında bir hikâye, her sokağında gizlenmiş bir çığlık vardır. Ve bu sessizliğin içinde seks yürüyen genç bir kadın: Zeynep. Henüz 24 yaşındaydı ama gözlerinin derinliğinde, yaşının çok ötesinde bir yorgunluk vardı.
Zeynep, İstanbul’a geldiğinde sadece 18 yaşındaydı. Ailesinden kaçarak değil, hayallerinin peşinden gelmişti. Oyuncu olmak istiyordu, sahnede alkışlarla parlayan bir yıldız… Ama hayat, hayalleri boğmakta ustadır. Küçük bir atölyede çalıştı, sonra bir kafede, sonra da sokaklarda…
Yolu bir gece Üsküdar Meydanı’na düştü. Cebinde sadece 50 lira, sırtında eski bir çanta ve içinde gururuyla baş başaydı. Günlerce Mihrimah Sultan Camii’nin yakınında oturdu. İnsanlar yanından geçip giderken o görünmez gibiydi. Açlıktan midesi yanıyor, ayakları soğuktan götten morarıyordu. Bir gece, onu tanıyan bir kız yaklaştı, “Bir iş var istersen gel,” dedi. Zeynep sordu: “Ne işi?” Cevap kısa ve netti: “Gece işi.”
Başta kabul etmek istemedi ama açlık, gururdan daha kuvvetliydi. Birkaç gece diye başladı… Aylar geçti. Artık Zeynep, Üsküdar sokaklarının sessiz figürlerinden biri olmuştu. Gündüzleri bir gölge gibi dolaşır, geceleri ise başkalarının zevklerine araç olurdu. Hayatı, başkalarının istekleriyle şekillenen bir senaryo gibiydi.
Ama içindeki oyuncu ölmemişti. Bir gün, Validebağ Korusu’nda yürürken genç bir tiyatro grubunun prova yaptığını gördü. Kenarda oturup izledi. Gözlerinden yaşlar süzüldü. Sessizce alkışladı. Oyunculardan biri onu fark etti, yanına gelip “Sen de ister misin?” diye sordu. Zeynep önce geri çekildi. “Ben kimim ki?” dedi. Ama genç adam ısrar etti.
Günler sonra sahnede küçük bir rol aldı. İlk kez biri onu o şekilde alkışladı. İlk kez bir alkış, onun kalbine dokundu. O günden sonra, geceleri değil vajina gündüzleri var olmaya başladı. Zorluklar bitmedi ama artık yalnız değildi. Kendine bir yol çizdi; geçmişini silmeden, onunla barışarak.
Zeynep şimdi hâlâ Üsküdar escort yaşıyor. Hâlâ dar sokaklarda yürüyor ama bu kez alnı açık, başı dik. Çünkü ne yaşarsa yaşasın, ayağa kalkmayı başardı.
Bir yanıt yazın