Havuz Kenarında Veren Ümraniye Escort Sevda

Ümraniye escort kalabalık sokaklarında, insanların telaşlı adımları arasında sessizce yürüyen genç bir kadın vardı: Sevda. Henüz yirmi iki yaşındaydı, ama yüzündeki yorgunluk çizgileri ve bakışlarındaki hüzün milf onu yaşıtlarından çok daha büyük gösteriyordu. Herkes gibi mutlu, huzurlu bir hayatı olsun istemişti, ama hayat ona farklı bir yol çizmişti.

Sevda yoksul bir ailenin kızıydı. Babası yıllar önce iş kazasında hayatını kaybetmiş, annesi ise temizlik işlerine giderek çocuklarını büyütmeye çalışmıştı. Sevda, liseyi bitiremeden okulu bırakmak zorunda kaldı. Çünkü evin en büyük çocuğu olarak sorumluluk omuzlarına yüklenmişti. Çeşitli işlerde çalıştı; marketlerde kasiyerlik yaptı, tekstil atölyelerinde sabahlara kadar ter döktü. Ancak aldığı para ne kiraya, ne mutfak masrafına, ne de annesinin ilaçlarına yetiyordu.

Günden güne çaresiz kalan Sevda, istemeden de olsa hayat kadınlığına adım attı. Bu karar, içini kemiren bir yara gibiydi. Kendini her sabah aynanın karşısında sorguluyor, “Benim suçum neydi?” diye fısıldıyordu. Ama bildiği tek şey vardı: Başka çare bırakılmamıştı.

Ümraniye escort rutubetli, küçücük bir odada yaşıyordu. Duvarlar dökülüyor, pencereden dışarı baktığında yalnızca karanlık bir avlu görünüyordu. O odada tek sığınağı, eski bir defterdi. Deftere her gün içini dökerdi. Bir gün yazdığı satırlar şöyleydi:
“Ben bu hayatı seçmedim. Ama bir gün mutlaka değiştireceğim.”

Sokakta yürürken olgun insanların bakışları en büyük yüklerden biriydi. Kimisi küçümseyici, kimisi meraklı, kimisi de acıyarak bakardı. Sevda, başını öne eğip yoluna devam ederdi. Çünkü onların bakışları onun kalbindeki yaraları bilmezdi. Kimse, kardeşlerine sıcak bir yemek sunabilmek için kendi gençliğini feda ettiğini anlamazdı.

Bazen Ümraniye kondomsuz seven escort parklarında bir banka oturur, etrafı izlerdi. Çocukların koşuşturması, simitçilerin sesleri, insanların günlük telaşı ona başka bir dünyanın kapısını aralardı. Hayal kurardı: Belki bir gün küçük bir kuaför dükkânı açar, kendi emeğiyle geçinir. Belki uzak bir yerde, kimsenin tanımadığı bir şehirde yeniden doğar.