
Mina, 27 yaşındaydı. Kartal escort eski mahallelerinden birinde, küçük ve mütevazı bir apartmanın üçüncü katında yaşıyordu. Her sabah, uyanır uyanmaz oral penceresinden dışarı bakar, denizin huzur veren maviliğine uzun uzun dalardı. Deniz onun için yalnızca bir manzara değil, aynı zamanda umudun ve yeni başlangıçların simgesiydi.
Mina, Diyarbakır’ın kırsal bir köyünde dünyaya gelmişti. Ailesinin maddi durumu pek iyi değildi ve özellikle kız çocuklarının eğitimine önem verilmezdi. Daha 16 yaşındayken ailesinin zoruyla, tanımadığı biriyle oral evlendirildi. Evlilik, Mina için sevgi değil, acı ve yalnızlık getirmişti. Günler boyunca susturuldu, bastırıldı ve hayatın ağır yükünü tek başına taşımaya çalıştı.
Ancak Mina’nın içinde sönmeyen bir umut ışığı vardı. 26 yaşına geldiğinde, tüm bu zorluklara dayanamayacağını anladı. Gece karanlığında, küçük bir çanta ile evinden çıktı. İstanbul’a, Pendik’e, sonra da Kartal’a ulaştı. Yeni hayatının ilk günleri zorluydu; sokaklarda kaldı, açlık ve soğukla mücadele etti. Fakat pes etmedi.
Kartal escort Kadın Dayanışma Merkezi’ne başvurdu. Burada, kendisini anlayan insanlarla karşılaştı. Psikolojik destek aldı, meslek kurslarına katıldı. Özellikle dikiş ve el işi kurslarını çok sevdi; çünkü bu iş onun hem ruhunu hem de hayatını onaracak gibiydi.
Bir süre sonra küçük bir terzide iş buldu. Kendi kazandığı parayla daha iyi bir eve taşındı. Artık yalnız değildi; yeni dostluklar kurmuş ve hayatını kendi seks elleriyle şekillendirmişti. Her sabah sahilde yürürken denize bakar, geleceğe dair hayaller kurardı.
Bir gün sahilde otururken defterine yazdı:
“Geçmişim beni yaraladı ama beni tanımlamıyor. Kartal escort yeniden doğdum, kendi hikayemi yazıyorum.”
Mina, artık sadece hayatta kalmıyor, yaşamanın anlamını keşfediyordu. Zorluklarla dolu geçmişine rağmen, Kartal onun için umut ve yeniden başlama yeriydi.